Ekin Yazın Dostları

Kitap Okurlarının Buluşma Noktası

Archive for the ‘İzmir 1. Grup’ Category

İzmir 1. Grup

Burası Ulus Dediler (Ali Balkız)

Posted by sinaniy 26 Nisan 2023

İzmir 1. Grup Mart 2023

Ali Balkız, Büyümek İstedim adlı ilk romanının devamı ancak ayrı bir roman olarak da okunabilecek olan Burası Ulus Dediler’de yine ele avuca sığmaz Gollik Ali’nin büyüme serüvenini şiirli bir dille anlatıyor.

Bu kez okumak için şehre gelen Gollik Ali ortaokul öğrencisidir ve öğretmen olmak için engelleri, yaşam zorluklarını bir bir aşmaktadır, hem okur hem çalışır; bir yandan da dönemin siyasî-sosyal yapısını anlamaya çalışır.

Ali Balkız büyümekte olan bir yeni yetmeyi karakter olarak romanın eksenine oturtmakla birlikte, 27 Mayıs 1960’ın hemen sonrasının atmosferini, zaman zaman mezhep farklılığının kutuplaştığı bir Anadolu şehrinde, yer yer günümüze de göndermeler yaparak ayrıntılarıyla betimliyor.

Zamanı çoktu. Bugün iki mahalle dolaştı. Gide gide yolu o meydana çıktı. Kendi de şaşırdı. Bu meydana ben nereden geldim diye. Vakit neredeyse öğlene doğruydu. Heykelin gölgesine oturdu. Camekanını önüne koydu. Parasını vekalan simitlerini, tavuk sütlerini saymaya hesap yapmaya başladı. “Allah etmesin ben bu okulu bitirince hesapçı olacağım öyle mi” diye düşünse de; hesap tutmadı. Yeni baştan… Say say… “Arkadaş tutmuyor hesap, bir şey oldu.” dedi içinden. “Ne oldu? Bir şey işte ama ne…” Sabahtan bu yana girip çıktığı sokakları aklından bir daha bir daha geçirdi. Kime ne sattı ne aldı ne verdi bir daha bir daha bulamadı.

“Galiba, ben bu camekan kolumda oraya buraya müşteri bakarken bir hırsız bu camekanın arkaya düşen kapağını açıp simitlerimi çalmış. Ben şimdi Mürşit Usta’ya nasıl hesap verecem… Zözöğ’e nasıl hesap verecem… Ula arkadaş… Buğdayı tavuğu malı davarı her bir şeyi günler boyu gece gündüz dışardadır köylünün. Kimse kimsenin bir şeyini çalmaz. Şehir demek ki başka… Türkücü boşuna mı diyor; Hadi gel köyümüze geri dönelim, Fadime’nin düğününde halay çekelim.”

Posted in İzmir 1. Grup | Leave a Comment »

Artık Hiçbir Yer Ev Değil (John Boyne)

Posted by sinaniy 26 Nisan 2023

İzmir 1. Grup Mart 2023

John Boyne’un, Nazi toplama kamplarının sarsıcı gerçekliğini iki çocuğun gözünden anlattığı klasikleşmiş romanı Çizgili Pijamalı Çocuk‘un devamında yaşananları konu edinen Artık Hiçbir Yer Ev Değil, Bruno’nun ablası Gretel’in sırlarla örülü yaşam hikâyesini günyüzüne çıkarıyor.

Yazar, yıllar boyunca farklı kimliklerin ardına saklanarak geçmişinden kaçmaya çalışan doksanlı yaşlardaki bir kadının vicdanıyla giriştiği ”sessiz” savaşı; 1946’nın Paris’i, 1953’ün Sydney’i ve 2022’nin Londra’sı arasında gidip gelen baş döndürücü bir anlatı eşliğinde sunuyor.

Etrafını saran tarihî olaylar karşısında bir insanın ne kadar kusurlu sayılabileceği ve dolaylı ya da dolaysız yoldan işlediği suçlardan ne denli sorumlu tutulabileceği hakkında derin sorgulamalara iten roman, okuru kendi içindeki adalet duygusuyla baş başa bırakıyor.

”Bir hikâyeyi yeterince sık anlatırsan gerçeğe dönüşüverir.”

2022 yılının Londra’sında, Hyde Park manzaralı bir evdeyiz…
Şeytanın kızı adıyla da anılan Gretel artık doksan bir yaşındadır.
Sırlarını en yakınlarına bile hiç açmamış olsa da; geçmişin acı dolu izleri hâlâ peşindedir.
Bir zamanlar dünyaya Führer’in gözlerinden bakabilme cesaretini gösteren bu yaşlı kadın için savaş hiçbir zaman bitmemiştir.
Çünkü olup bitenlerden ötürü kendi içinde yaşadığı suçluluk duygusundan bir an bile kurtulamamıştır.
Ve şimdi, hiç beklemediği kadar uzun süren ömrünün son hikâyesini anlatmak için yeniden aramızda!

John Boyne, İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan günümüze uzanarak, üç farklı ülkede geçen sarsıcı olayları kaleminin ucuna taktığı bu romanında; suçluluk duygusu, suç ortaklığı ve yas temalarına eğiliyor.

Elli sekiz dilde yayımlanarak on milyonlarca okura ulaşan kült bir eserin kahramanlarına neredeyse yirmi yıl sonra yeniden geri dönmemizi sağlayan Artık Hiçbir Yer Ev Değil, yüksek temposu ve şaşırtıcı finaliyle okurun ruhuna nüfuz edecek derinlikte bir anlatı sergiliyor.

”Bizimki gibi aileler nasıl bir dünya yaratmıştı böyle.”

Posted in İzmir 1. Grup | Leave a Comment »

Dalgalı Denizin Köpükleri (Sefa Taşkın)

Posted by sinaniy 14 Nisan 2023

İzmir 1. Grup Nisan 2023

Anadolu tragedyalar ülkesidir, olaylar hep yol ayrımına sürükler insanı. Günah ya da ceza yazgısal mıdır? Belki de yazgı denilen, yaşananlardır.
İnsanın kendi başına yürüyeceği yollar kapalı olmamalıdır, yoksa başkaldırmak haktır.
Binlerce yıldır farklı seslerin oluşturduğu bir kültür var Anadolu’da ve o sesler hâlâ yaşar.
Öykümüz 1940-1950’lerde Ege Denizi’ne yakın bir kasabada geçer. On yıllarca süren uykusundan uyanmaya çalışan topraklarda yaşayan/yaşamış insanlardır kahramanlarımız. Sevdaya koşar yolları. Elleriyle, tenleriyle, Dalgalı Denizin Köpükleri’dir onlar.
Batı Anadolu’da efsane çoktur. Adına Tithanos dedikleri genç adam, çektiği sevda acısı yüzünden ufalmış ufalmış, ağustos böceğine dönmüş. Onu, kapısı penceresi olmayan, her yandan açık, küçük bir evin içine koymuşlar. O da yıllardır burada kendi şarkısını söylüyormuş. 
Ancak bir türlü binadan çıkmıyor, çıkamıyormuş. Zamanın akışına uygun şarkılar söylüyormuş durmadan. Çoğu hüzünlü, azı sevinçli şarkılar. Kargalar meraklı, ulu kavaklar gözlemci, ipek kanatlı kumrular tanıkmış buna.
Anadolu tragedyalar ülkesidir, olaylar hep yol ayrımına sürükler insanı. Günah ya da ceza yazgısal mıdır? Belki de yazgı denilen, yaşananlardır.

Posted in İzmir 1. Grup | Leave a Comment »

Günübirlik (Hande Baba)

Posted by sinaniy 18 Ocak 2023

İzmir 1. Grup Ocak 2023

Öykücülüğümüzün güçlü kalemlerinden Hande Baba’nın beşinci kitabındaki öykülerinin kahramanı yok. Hande Baba yaşamın içinden en sıradan, o kadar sıradan ki neredeyse yüzlerce kez önlerinden geçilseler de görünmez kalmış öykü karakterlerini alıyor ve onları su baskınlarından, bombalanan çorbacılardan, savaşlardan, katliamlardan, hastane odalarından çekip çıkarıyor. Bir anne şefkati ile sarmalayıp ilaç kokan koridorlardan, dut ağaçlarının altından, haber bültenlerinden, mazide kalmış oyuncakların yanından geçirdikten sonra okurunun karşısına bırakıveriyor. Öykülerin yıllar süren bir damıtmanın ürünü olduğu ve etkili bir gözlem gücünden beslendiği kesin. İncecik detaylar karakterlerin yüreklerindeki sızıyı elle tutulurcasına gerçek kılıyor.

Hande Baba, ayrımcılığın hayatımıza sinmiş türlü hâli ile sınanmış insanların sesi oluyor: umulmadık anda bir kara yaprağı okurunun eline koyuyor ve onu vicdanı ile baş başa bırakıyor.

Posted in İzmir 1. Grup | Leave a Comment »

Korkunun Kokusu (Hande Baba)

Posted by sinaniy 18 Ocak 2023

İzmir 1. Grup Ocak 2023

Hande Baba Türk Hikâyeciliğinde yeni bir soluk. İlk öykü kitabı Ölüm Bugün Hasta 2012’de basıldı. Ardından Gelincik Tarlası ve Rüzgâra Sarılmak geldi. Hande Baba sıradan ve sade diye tanımlanan insanların iç dünyalarını kendine özgü diliyle öyle güzel anlatıyor ki o insanların hiç de sıradan olmadıklarını görüyoruz. Korkunun Kokusu’nu da severek okuyacaksınız.

Kitapta on beş öykü bulunuyor. Her biri hem aynı hem de bambaşka tatla okunan; umudu umutsuzluğu, sevinci hüznü; kısacası insana dair her şeyi başarıyla işleyen on beş öykü. Bazı öykülerin kurgusunu duygu yoğunluğu şekillendiriyor. Yanık Kokusu, Ölüme İnat, Ağır Koku ve Araf bu yönüyle öne çıkan hikâyeler.

Hande Baba’nın içten ve sıcacık dili öykülerin kurgusuna da yansıyor, okurken gerçeklik hissiyle sarmalanıyorsunuz. Salt olayların değil duyguların da gerçekliği… Okuyunca siz de bana hak vereceksiniz.   Ferhan Topçu 

“Ölümle kucak kucağa yaşayan bu hâlime alıştım. Aynaya her bakışımda göz göze geldiğim benden çok uzaklardaki beni kabullendim, kanıksadım. Sadece evlat acısı çeken biriyle karşılaşınca utanıyorum kendimden, bir türlü toparlanıp ayağa kalkamayışımdan. Sadece evlat acısı çeken birinin yanında söyleyemiyorum babamın ölümüyle yitip gittiğimi, arafta sıkışıp kaldığımı. Susuyor, sessizce başımı önüme eğiyorum.”

Posted in İzmir 1. Grup | Leave a Comment »