Ekin Yazın Dostları

Kitap Okurlarının Buluşma Noktası

Archive for the ‘İstanbul 5. Grup’ Category

İstanbul 5. Grup

Aşıklar Bayramı (Kemal Varol)

Posted by sinaniy 05 Mart 2023

0001791439001-1

İstanbul 5. Grup Mart 2023
Ankara 3. Grup Şubat 2020

“Babam, tamı tamamına yirmi beş yıl sonra, bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu, kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahcup bir konuk veya geçip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu.”

Evvela, baba-oğul hesaplaşmasına dair bir roman bu… Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusuyla, hayatından çıkartma arzusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma. Romanın kahramanı avukatın “Her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim” hissinin hep orada durduğu bir hesaplaşma.

Bir yandan da kırık bir aşk hikâyesinin bulutu dolanıyor babasıyla “meselesini” halletmeye çalışan adamın üzerinde… Yoksa, iki aşk hikâyesinin mi?

Roman, aynı zamanda bir yol hikâyesi… Hem, düz anlamıyla bir yol hikâyesi: Diyarbakır’dan Kars’a yolculuk ediyoruz. Uzun yolun menzilleri, konaklama tesisleri, aramalar, kontroller, ıssız taşra köşeleri… Memleket hastaneleri…

Ama bir yandan da hafıza içinde bir yolculuğun hikâyesini dinliyoruz. Zihnin kuytularına, bilincin dehlizlerine de uzanan bir yolculuk. Her konakta çırak ve hayranlarının adeta onu beklediği saz aşığı babanın müphem ilişkilerinin ve evvel hayatındaki kadınların sırrına doğru
yolculuk… Asıl uzun yol, o işte…

Okurları, Kemal Varol’un önceki eserlerine de uğradığını sezecektir bu yolculuğun.

Aşıklar Bayramı içli bir türkü…

Posted in Ankara 3. Grup, İstanbul 5. Grup | Leave a Comment »

Karamazov Kardeşler (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski)

Posted by Aydın Ergil 28 Ocak 2023

Karamazov-Kardesler

İstanbul 4. Grup Ocak 2023
İstanbul 2. Grup Şubat Mayıs 2022
Bodrum 1. Grup Aralık 2020
İstanbul 1. Grup Aralık 2017

İstanbul 5. Grup Eylül 2014

Karamazov Kardeşler, Rus yazar Dostoyevski‘nin romanıdır. Dostoyevski’nin hayatının zirve romanı olarak bilinir. Romanın büyük bir bölümü Staraya Russa‘da yazılmıştır. Dostoyevski, oldukça ağır bir dili olan roman için iki yıla yakın zaman harcamış ve 1880 yılının Kasım ayında bitirmiştir. Kitabın yayımlanmasından yaklaşık dört ay sonra yine bu kitap için hazırladığı büyük çaplı bir proje olan Büyük Bir Günahkar’ın Anıları ile uğraşırken ölmüştür.

Kaynak ve ayrıntı:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Karamazov_Karde%C5%9Fler

Posted in Bodrum 1. Grup, İstanbul 1. Grup, İstanbul 2. Grup, İstanbul 4. Grup, İstanbul 5. Grup | Leave a Comment »

Oblomov (İvan Aleksandroviç Gonçarov)

Posted by Aydın Ergil 22 Ocak 2023

oblomov-1-1İstanbul 5. Grup Şubat 2023
İstanbul 1. Grup Haziran 2023
İstanbul 6. Grup Temmuz 2022
İstanbul 3. Grup Şubat 2022
Marmaris 1. Grup Aralık 2014

İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov’u otuz iki-otuz üç yaşlarında, orta boylu, hoş görünümlü, koyu gri gözlü ama yüz hatlarında herhangi bir fikir, herhangi bir yoğunluk görünmeyen, odacığında oturan silik bir kahraman olarak yarattığında, aslında roman tarihinin en ünlü kişilerinden birine can veriyordu. 19. yüzyıl başlarında, çalışkan modern insan idealinden önce, Rusya’nın köle sahibi kırsal soylu sınıfı tarafından aylaklık hâlâ makul ve değerli bir amaç olarak görülürken Oblomov vardı. Miskin, dikkatsiz, meraksız, düş kurma ve oyalanmaya düşkün Oblomov… Yine de ona hayran olmamak imkânsız. Hayatın hep dışında ve uzağında kalan Oblomov, okurların gözünden asla kaçmayacak, gitgide insana dair belli bir durumu tanımlamanın adı haline gelecek, hatta Lenin, Bolşevik devriminden sonra ‘hâlâ içimizde yaşayan Oblomovlar’dan yakınacaktı…

Oblomov sadece sosyal satir değil, aynı zamanda 19. yüzyıl Rus toplumunun keskin bir eleştirisidir. Klasik olmayı fazlasıyla hak etmiş, dünyanın pek çok diline yeni bir kavram kazandırmış İvan Gonçarov’un başyapıtı.

“Gonçarov’un Oblomov’u ‘lüzumsuz adam’ın en dehşetli örneklerinden biridir. ”
Murat Belge

Posted in İstanbul 1. Grup, İstanbul 3. Grup, İstanbul 5. Grup, İstanbul 6. Grup | 2 Comments »

Şibumi (Trevanian)

Posted by Aydın Ergil 15 Aralık 2022

Şibumi

Sanal Öbek Nisan 2023
İstanbul 2. Grup Şubat 2023
İstanbul 3. Grup Ağustos 2014
İstanbul 5. Grup Aralık 2014

İnanılmaz ölçüde karışık ve özgün bir roman kahramanı Nicholai Hel. Yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay’da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş; bir Japon bilgesinden de ‘Go’ oyunu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları da edinmiş. Üstün düzeydeki ‘yakın algılama’ yeteneği yüzünden fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel terörist avcısı, terörcü, korkusuz mağaracı, yenilmez savaşçı ve gerçek feylesof, günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan çıkıyor; amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere…

Dünya’nın birçok yerinde, birçok kişinin favorisi olan Şibumi’yi okumaya hazır mısınız? Eser, bir antikahraman olan Nicholai Hel’in macerasını konu alır. “Şibumi” kelimesi aslında mimari ve sanatsal anlamda mükemmellik olarak açıklanabilir. Fakat kitapta geçen ve anlaması daha zor olan kısmı, felsefesidir. Şibumi, insan ruhunun gayretsiz bir şekilde kusursuzlaştırılması olarak tanımlanabilir. Kitabın özünde Batı kültürüne karşı eleştiri yer alır. Çok katmanlı yapıya sahip, gizem yüklü kurgu romanda kahramanla özdeşleşmek biraz zor. Bunun en önemli sebebi, hikayenin kahramanı Nicholai Hel’in doğuştan gelen yeteneklerinin yanı sıra çocukluktan itibaren aldığı eğitimler kuşkusuz. Yazar, daha en baştan kitabın kurgu olduğunu belirtiyor ve ona göre okumanızı tavsiye ediyor. Şibumi’nin akıcı kurgusu, eseri sıkılmadan okuma imkânı sunuyor.

“Şibumi” adlı kitabı neden okumalısınız?

Eğer siz de farklı kültürlere meraklıysanız, “Go” oyununu merak ediyor ve oynuyorsanız, detaylarda boğulmadan incelikle aktarılmış yazı dilini seviyorsanız, altta yatan metinleriyle bir solukta okuyacağınız bir kitap arıyorsanız Şibumi tam size göre bir yapıt! Salt düz konuşma ve eylemden uzak, ritüelleri ile kendini anlatan Uzak Doğu’yu bir nebze daha anlamanızı sağlayan roman; gizemli karakteri ile uykusuz kalmanızı sağlayacak kalitede bir eser. Şibumi’yi bir sistem eleştirisi olarak alabilirsiniz. Yozlaşan ve değersizleşen insan ilişkileri ve insan hayatına bir eleştiri… Veya sadece kurguya kendinizi kaptırıp aldığı eğitimlerin ve yaşam biçiminin sonucunda doğal olarak kahraman olan ama bunu istemeyen Nicholai Hel’in hayatının bir dönemine tanıklık edebilirsiniz.

Şibumi kitabındaki Nicholai Hel kadar kitabın yazarı Trevanian da gizemli. Asıl adı Rodney William Whitaker olan Amerikalı yazar sadece Trevanian mahlasıyla değil; Nicholas Seare, Benat LeCagot, Edouard Morin isimleriyle de tanınır. Özellikle Trevanian ismiyle yazdığı kitaplarla bilinmesine rağmen hayatını gözler önünde yaşamayı çok sevmeyen yazar, 2005 yılında hayata gözlerini yumar. Yaşadığı süre içerisinde çok az fotoğrafı olan Trevanian, bu noktada Şibumi’deki Nicholai ile benzerlik gösterir. Bir başka dikkat çekici bilgi, Şibumi kitabında bazı detaylı anlatımların yazar tarafından özellikle çıkarılmış olması. Yazar bu durumu bir dipnotla belirtir. Anlatımların neden çıkarıldığını ise daha önce yazdığı bir kitapta detaylarını anlattığı müze soygununun bire bir gerçekleşmiş olması ve bir kitabında bahsettiği dağcılık tekniği filme uyarlanırken bir dağcının ölmesi olarak açıklar.

Posted in Sanal Öbek, Sanal Öbek - 2, İstanbul 3. Grup, İstanbul 5. Grup | Leave a Comment »

Sessiz Ricat (Şahan Şahnur)

Posted by sinaniy 15 Aralık 2022

İstanbul 5. Grup Haziran 2022, Kasım – Aralık 2022

Yirminci yüzyılda Ermenice edebiyatın en çok ses getiren, en çok tartışma yaratan romanlarından biri Türkçede.

İlk kez 1929’da yayımlanan ve yazarı Şahan Şahnur’un başyapıtı olarak kabul edilen Sessiz Ricat, 1915 sonrasında yeni bir hayata tutunmaya çalışan, Felaket’in hem kurbanı hem tanığı olan kuşağın ıstıraplarına ayna tutuyor.

1920’lerde Paris’e savrulan Ermeni gençlerinden Bedros’un, Fransa’da kullandığı adıyla Pierre’in hikâyesine odaklanan roman, dil ve üsluptaki yenilik arayışı, anlatımı, hareketliliği, erotizmi ve duygusal yoğunluğuyla, nefes nefese okunuyor. Genç yaşta İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalan ve geride bıraktığı hayatı adeta bilinç altına itmeye çalışan Bedros-Pierre’in, âşık olduğu Fransız kadını Nenette’le olan ilişkisini olay örgüsünün merkezine oturtan Sessiz Ricat, geçmiş travmalarla yüzleşmeden yeni bir hayata adım atmanın imkânsızlığını vurgularken, Ermeni kimliğinin kaçınılmaz olarak çözülme yoluna girdiği Batı dünyasında karşı karşıya kaldığı açmazları da gözler önüne seriyor.

Sessiz Ricat, bir kuşağın maruz kaldığı ağır darbeleri ele alışındaki çarpıcılıkla, sadece Ermenilerin kimlik sorunları üzerine düşündürmüyor, evrensel boyutta dertleri kurcalayan büyük bir edebiyat eseri halini alıyor. Yaklaşık doksan yıldır okunan ve insanları etkilemeye devam eden Sessiz Ricat, şimdi de Türkçesiyle okurlarını bekliyor.

Posted in İstanbul 5. Grup | Leave a Comment »