Medea, sevdiği adamın peşinden, yurdunu, ailesini terk edip başka bir ülkeye gelmiş olan bir kadının, yıllar sonra kocasının onu ülkeden kovup kralın kızıyla evlenmek istemesine direnmesinin mitoslara dayalı trajik öyküsüdür. “…Karı koca arasındaki aşk ateşi sönmüştür; parlak erkek kahraman, kurnazlıklar yapan bir çıkarcı olur; parlak kadın kahraman ise, pervasız aklı sayesinde engel tanımaz bir intikamcı olur çıkar../’ Kadın, kocasından intikam almak için çocuklarını Öldürmeye karar vermeden önce, öldürme iradesi ile annelik içgüdüsü arasında dorukta bir çatışmaya girer. _mda, kendine olan saygısı galip gelir; baştan beri planladığı gibi: Çocuklar ölmelidir!
Archive for the ‘Ankara 1. Grup’ Category
Ankara 1. Grup
Kara Kitap (Suat Derviş)
Posted by Aydın Ergil 31 Mart 2015
Hayaletler, fırtınalı geceler, ölümler, eski evler ve doğaüstü güçler… Bunların yanı başında kıskançlık, güzellik ve aşk…
Hasta bir genç kız olan Şadan, güzelliğinden dolayı acı çeken Fatma, bir babayla oğlu arasında kalan Zeliha ve kocasına çok âşık olan Zehra…
İlk kitabı olan Kara Kitap’la birlikte, daha önce Latin harfleriyle hiç yayımlanmamış Fatma’nın Günahı, Ne Bir Ses… Ne Bir Nefes… ve Buhran Gecesi adlı romanlarının yer aldığı bu ciltte, Suat Derviş’in gotik edebiyata girebilecek özellikler gösteren, dört kadının hikâyesinin anlatıldığı dört eserine bir arada yer verilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Posted in Ankara 1. Grup | Leave a Comment »
Macbeth (William Shakespeare)
Posted by Aydın Ergil 15 Mart 2015
Ankara 1. Grup Kasım 2014
Marmaris 1. Grup Mart 2015
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren bu efsanevi yazar, büyük olasılıkla 1606 yılında yazdığı Macbeth’le “yükselme arzusu ve politik hırsın” kişiyi neye dönüştürebileceğini dünü, bugünü ve yarını kapsayacak bir derinlikle öngörmüştür.
Shakespeare’in bu ölümsüz oyunu genellikle evrensel ahlaki değerler açısından ele alınır, Macbeth’in bilinçli bir şekilde kötülüğü seçmesi ve bu seçimin bireysel ve toplumsal sonuçları üzerinde durulur. Ancak Macbeth Shakespeare’in diğer kötü adamlarına benzemez. Çünkü III. Richard ve lago gibi karakterlerin aksine, yaptığı kötülüklerden hiç de zevk almaz; dahası, ilk cinayetini işlediğinde gerçekten acı çeker, sözlerine bakılırsa benliğinde bir iç savaş yaşamaktadır.
Peki doğrununu, yanlışın ne olduğun bilen, ileriyi görme yeteneği olan bir adam niçin kötülüğü seçer? Belki de Macbeth’in trajedisi, geleceğe hükmetmeye çalışırken kötülüğe giden yolda attığı her adımın ona azap vermesinden, ahlaki değerlerden ne denli uzaklaştığını bile bile yoluna devam etmesinden kaynaklanır.
Posted in Ankara 1. Grup | Leave a Comment »
Düello (Heinrich von Kleist)
Posted by Aydın Ergil 13 Mart 2015
Heinrich von Kleist (1777-1811): XIX. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarındandır. Tiyatro oyunları, şiirler ve öyküler yazdı. Kantı okuduktan sonra bilginin değerinden kuşkuya düştü, akla değil duyguya güvenmeyi tercih etti. Akıl ile duygu arasında süren zıtlık eserlerinin özünü oluşturdu. Öykülerinde insanların ve doğanın zorbalığı karşısında kendilerini tüketircesine bütün güçlerini harcayan kişileri konu aldı. Eserlerinde titizlikle seçilmiş sözcüklerle örülü güçlü bir ifade kullandı. Sanatsal dehası ile çağdaş yaşam ve edebiyatın pek çok sorununu önceden gören Kleist, kendisinden sonraki Alman ve Fransız yazarları için önemli bir ilk örnek oldu.
Posted in Ankara 1. Grup | Leave a Comment »
Kün (Sezgin Kaymaz)
Posted by Aydın Ergil 13 Mart 2015
Ankara 1. Grup Nisan 2015
Ankara 3. Grup Haziran 2015
Kün, yani ‘Ol’… Neleri neleri olduran bir roman, Kün. Ölülerin daha da ölebildiği -ya da tam ölemediği-, cami imamıyla ateistin birbirini ‘aydınlatabildiği’, köpeklerin (hem de Konya ağzıyla!) konuşabildiği, el kadar oğlanın kendisine el kaldıranı haşat ettiği bir âleme kapı aralıyor. Şerefsizler şerefsizliğin gözüne vuruyorlar, ‘iyiler’ canını dişine takıyor, feleğin zarı hepyek de gelse bir bakıyorsunuz altı kapı alıyor.
Sezgin Kaymaz, kendine özgü üslubu ve halesiyle, yine eğlenceli ve ürpertili bir hikâye anlatıyor. Anlattığı hikayenin
heyecanıyla anlatışın neşesi yine birbirini coşturuyor.
‘Sıradan’ denen insanların ‘sıradan’ denen hallerinin ve dillerinin usta yazarı, Angara’nın kıyısına, rengâhenk bir Konya dekoru kuruyor ayrıca – Eski Konya. Eski taşra yaşantısı… Sezgin Kaymaz’ın gizemine, mizahına, olay örgüsüne, anlatıcılığına tutulanlar kadar, ‘yerliliğine’ de tutulanlar yok mu? Kün, her zevke yetişiyor, her şeyi olduruyor!
Posted in Ankara 1. Grup, Ankara 3. Grup | Leave a Comment »