Ekin Yazın Dostları

Kitap Okurlarının Buluşma Noktası

Archive for Aralık 2022

Okçu’nun Yolu (Paulo Coelho)

Posted by sinaniy 10 Aralık 2022

İstanbul 3. Grup Ağustos 2023

Hayatınıza farklı bakış açıları katacak ve sizde olumlu etkiler bırakacak bir kitap sizi bekliyor! Özgün metaforlarla anlatmak istediğini aktaran Paulo Choelho’nun Okçu’nun Yolu adlı romanı, bir okçunun hikâyesinden yola çıkarak insanlığa sesleniyor. Ne zaman bittiğini bile anlamayacağınız, akıcı ve kısa süren bir hayat dersi sizlerle.

“Okçu’nun Yolu” adlı kitabı neden okumalısınız?

Paulo Coelho’nun özgün metaforlarından ve 168 sayfadan oluşan eşsiz bir hikâye sizi bekliyor. Bir köyde marangoz olarak yaşayan ve ülkenin bilinen en yetenekli okçusu olan Tetsuya’nın yaşadıkları, derin düşüncelere dalmanızı ve kendi hayatınıza dönüp bakmanızı sağlıyor. Tetsuya, sadece yetenekli bir sanatçı değil aynı zamanda erdem sahibi ve tüm insanlığa etki edecek felsefi görüşe sahip bir insan. Tetsuya sıradan hayatına devam ederken bir gün başka ülkeden bir okçu gelerek Tetsuya’ya meydan okuyor. Tetsuya, bu meydan okuma karşısında şaşkınlık yaşasa da bu teklifi kabul ediyor. Bu mücadele bir güç gösterisi değil Tetsuya’nın birikimini ve okçuluk felsefesini aktarmak üzere kabul ettiği bir yarış oluyor. Romanda “yola çıkış niyeti” olarak tanımlanan okun ne yöne ve ne şekilde gittiğini etkileyen birçok etmen bulunuyor. Tetsuya’nın aktardığı felsefe, yediden yetmişe herkesin soluksuz okuyacağı farklı bakış açıları sunuyor.

Bunları biliyor muydunuz?

Yazar Paulo Coelho’nun bu romanı Türk olimpik okçusu Mete Gazoz’a adadığını biliyor muydunuz? Aslında roman, 2003 yılında Portekizce olarak yazılır fakat 2021 yılında Mete Gazoz’a adanarak tekrar raflardaki yerini alır. Eserde tıpkı Mete Gazoz gibi bir okçunun hayatına yön verişi ele alınır ve eser, ilk günden itibaren dünya çapında ilgi odağı hâline gelir. Can Yayınları’ndan çıkan roman, Emrah İmre’nin çevirisi sayesinde Türk okurlarıyla buluşur. Kitapta yer alan çizimler ise Murat Kalkavan imzası taşır. Eserde okçunun kullandığı yay ve ok, bunları kullandığı esnadaki duruş ve atış; hayatla bağdaştırılır. Elinizden çıkan her ok, kararlarınız ve yaşadıklarınız anlamına gelir. Her okun gidişi; duruşa, atış şekline, dışarıdan gelen etkenlere göre farklılık gösterir. Eser, tüm bunları okurken hayatınızı nasıl yönlendirdiğinizi fark etmenizi sağlar.

Posted in İstanbul 3. Grup | Leave a Comment »

Serenad (Zülfü Livaneli)

Posted by sinaniy 10 Aralık 2022

İstanbul 3. Grup Mart 2023

Üzerinden yıllar geçse de unutulmayacak Türk eserlerinin başında şüphesiz Zülfü Livaneli’nin Serenad’ı geliyor. Tarihi, kültürel ve siyasal ögeler barındırması ve tarihin tozlu sayfalarını aralayan eşsiz anlatımı ile Serenad; bir aşk hikâyesinden çok daha fazlası.

“Serenad” adlı kitabı neden okumalısınız?

Sadece Türk edebiyatında değil dünya edebiyatında da önemli bir yeri olan Serenad, yediden yetmişe her okuru büyülüyor. İstanbul’da başlayan hikâye, tarihin unutulmuş sayfalarına ışık tutarken okuyucu geçmişin acılarıyla yüzleştiriyor. Roman; İstanbul Üniversitesinde halkla ilişkiler sorumlusu olan Maya Duran’ın Almanya doğumlu, 1930’lu yıllarda İstanbul Üniversitesinde görev yapmış olan hukuk profesörü Maximilian Wagner’i karşılamasıyla başlıyor. Eşini son gördüğü yeri ziyaret etmek adına Amerika’dan İstanbul’a gelen Wagner, Maya ile birlikte Şile’ye yaptığı yolculukla 60 yıllık bir aşk perdesini aralıyor. Wagner’in dünya tarihinin en acıklı olaylarına tanıklık eden ruhunu Maya’ya açmasıyla Nadia ile Wagner arasındaki aşkın perde arkası görülüyor. Kitapta sadece geçmişin tozlu rafları değil günümüz Türk toplumunun kanayan yaraları da gün yüzüne çıkıyor. Zülfü Livaneli, Serenad kitabı ile çarpıcı gerçekleri etkileyici bir dille okuyucuya aktarıyor.

Bunları biliyor muydunuz?

Hitler’in zulmünden kaçan Yahudi profesörlerin Atatürk’ün daveti üzerine ülkemize gelerek üniversitelerde ders verdiklerini biliyor muydunuz? Serenad romanında Atatürk döneminde yaşanan toplumsal olayların yanında ülkemizin dünya siyasetinde oynadığı rol de ele alınır. Yahudi Soykırımı’na karşı oldukça etkileyici detayların yer aldığı eserde yazar, 1997 yapımı İtalyan filmi olan Life is Beautiful filmine de gönderme yapar. İnkılap Kitabevi aracılığıyla okuyucuya ulaşan Serenad romanı, 416 sayfadan oluşur. Eser, The Boston Globe tarafından 2021’in en iyi kitabı seçilir. Romanın yazarı Zülfü Livaneli bir röportajında eserini bir aşk romanı olarak kurgulamadığını çünkü aşk kelimesinin kirletildiğini belirtir. Müziğin, sanatın, bilimin, tarihin ve kurgunun iç içe geçtiği Serenad; bir aşk romanından fazlasını okuyucuya armağan eder.

Posted in İstanbul 3. Grup | Leave a Comment »

Gio Ödülleri 2013 Seçme Öyküler (Kolektif)

Posted by sinaniy 10 Aralık 2022

İstanbul 3. Grup Aralık 2023

Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD), ülkemizde hayal gücünü temel alan türlerde yazan, çizen, sinema filmi çekmek isteyen kişileri desteklemek adına, bu türleri bilen, seven ve anlayan kişiler tarafından değerlendirilecek bir ödül düzenledi. İlk defa 2013’te düzenlenen GİO Ödülleri’nde öykü dalında başarılı olan eserlerin derlendiği bu seçkinin kapağını da, illüstrasyon dalında başarılı bulunan eserler süslüyor. Bu derleme, hem fantazya ve bilimkurgu alanında birbirinden güzel yeni öyküleri okurlarıyla buluşturuyor hem de bu türlerde yazmak isteyenlere çok değerli ipuçları veriyor.

Posted in İstanbul 3. Grup | Leave a Comment »

Akhilleus’un Şarkısı (Madeline Miller)

Posted by sinaniy 10 Aralık 2022

İstanbul 3. Grup Kasım 2023
Mitoloji Okurları Kasım 2021

Tanrılar beni küçük yaşımda sürdüler yuvamdan, itiraz edemedim; çelimsiz, beceriksiz, silik bir evlattım. Söyleyecek söz bulamadım, alt tarafı bir ölümlüydüm. Yalnız kalmanın, yenik düşmenin nasıl bir şey olduğunu bilirdim sadece. Sen böyle yenikken başkasının iyi talihinin nasıl diken gibi battığını da.

Lakin kader örgüm henüz sonlanmamıştı. Sürgünüm Aristos Achaion’un yanına, güzelliğinin güneşi dibinde diz çökmeye çıkmıştı. Mağlup olmuştum lakin böyle bir güzellik karşısında mağlup olmaktan kim utanır ki? Hikâyelerimizde o en iyimiz, en kahraman, en kuvvetlimiz olarak geçer. Hikâyelerimize göre bunun sebebi damarlarında akan ilahi kandır. Hikâyelerimiz yaşlılar tarafından ateş başlarında anlatılır, kahramanlardan bahseder ama kahramanlar yaşlanmaz hiç.

Hikâyelerimizde savaşı yiğit Akha’ların kazandığı anlatılır… Hikâyelerimiz gerçeği söylemiyor. Savaşın kazananı olmaz. Çağlar geçer, üstümüzde takımyıldızlar dönüp durur, ayla güneş her zamanki yollarını bitkin takip eder ve biz, biz felakete uğramışlar, biz sevdiğinden ayrı düşmüşler aşkın içimizi titreten şarkısı kulağımızda, huzursuz yatarız düştüğümüz yerde.

Ben, Kirke’nin yazarı Madeline Miller, Akhilleus’un Şarkısı’nda, şanı için hayatından vazgeçen yarı tanrı Akhilleus’u, can yoldaşı Patroklos’u ve Troya Savaşı’nı; kralların, tanrıların, savaşçıların destanını iki âşığın gözünden anlatıyor.

2012 Orange En İyi Roman Ödülü Kazananı

“Madeline Miller, çarpıcı ve tutkulu aşklarını Homeros’un sürükleyici manzum destanı kadar sade ve incelikli diliyle aktararak, bu iki genç adamın efsanelerde değil, gerçeklikte var olduğuna bizi ikna etmeyi başarıyor. Bu sayede isimlerini, 3000 yıldır anlatılagelen bu hikâyeyi zenginleştirerek bir sonraki nesle de aktarıyor.” -Mary Doria Russell, Serçe’nin yazarı-

“İlyada ve öncesindeki olayların Patroklos gözünden sürükleyici bir yeniden anlatımı; elden bırakması zor bir kitap, klasik eser sevenler özellikle Tanrıça Thetis karakterinin özündeki vahşi yan ve antik dönem esintisiyle büyülenecek. -Donna Tartt, Saka Kuşu’nun yazarı-

“Akhilleus’un Şarkısı, İlyada destanını daha önce hiç okumadığınız denli gerçekçi bir tarihsel ve fantastik anlatımla ortaya koyuyor… -Instinct Magazine-

Posted in Mitoloji Okurları, İstanbul 3. Grup | Leave a Comment »

Beni Kör Kuyularda (Hasan Ali Toptaş)

Posted by sinaniy 10 Aralık 2022

beni kör kuyularda - hasan ali toptaşİstanbul 3. Grup Ekim 2023
İstanbul 6. Grup Ağustos 2020
İstanbul 2. Grup Aralık 2019

Beni Kör Kuyularda “bütün mümkünlerin kıyısında”n, tam da oradan konuşuyor. İnsanlardaki seyir merakı, bu merakın doğurduğu acımasızlık, habire dönen karanlık bir çark, çarkın öğüttüğü insanlar, yarım kalmış sevdalar ve parçalanmış hikâyeler…

Beri yandan, roman boyunca iki soru peşimizi bırakmıyor: Hakikaten gittiler mi? Gittilerse nereye gittiler?

Beni Kör Kuyularda, Kuşlar Yasına Gider’den sonra “HAT edebiyatı”na yeni, taptaze bir kan.

“Dünyanın renkleri değişti onlar ilerledikçe, dünyanın sesleri, sessiz-likleri değişti, şekilleri sonra, kapıları, kapılarından girip çıkanları değişti, gülenleri, ağlayanları, yürüyenleri değişti, ağaçları, çimenleri, yaprakları değişti, güzellikleri, çirkin-likleri değişti, hatta bütün bunlarla ve daha başka şeylerle birlikte mesafeleri, boşlukları ve bu mesafelerle bu boşluk-larda gezinen kokuları da değişti.”

Posted in İstanbul 2. Grup, İstanbul 3. Grup, İstanbul 6. Grup | Leave a Comment »