
İzmir 1. Grup Şubat 2022
Ali Balkız Büyümek İstedim adlı romanını, ele avuca sığmayan, olağanüstü meraklı ve bir an önce büyüyüp hayata atılmak / katılmak isteyen ilkokul öğrencisi Gollik Ali’nin bakışından anlatıyor. Balkız, 27 Mayıs 1960’ın arifesinde, siyasî çatışmaların yansımasını gördüğümüz Orta Anadolu’daki biri Alevî, öteki Sünnî olan iki köydeki yaşam biçimini, sert doğa koşullarını, insanlarını, ilişkilerini imgesel betimlemelerle kaleme alıyor.
Farklı âdet, kültür ve inanç içinde yaşasalar da hep dayanışma içinde olan bu iki komşu köy, “bir değirmen kurma” meselesi yüzünden –biraz da iki Ağa’nın rekabetinden– birbirine giriyor; ardından da amansız bir yarış başlıyor…
“… hem benim işim hem de köyün. Çünkü değirmeni ben yapacağım, benim olacak, karı zararı bana ait. Ama su ve bent hem benim, hem de köyün olacak… İki köyün arası bozulacaksa, ona da ne siz, ne de ben bir şey yapabiliriz… Dilerim ki olmasın. Ama olursa da, o zaman düşünürüz.”
Komşular dinliyor. Dinledikçe sakinleşiyor. En azından anlıyorlardı. Zülfaar
Ağa’nın da sesi gittikçe yükseliyordu:
“Şimdi ne yaptı Yasin tilkisi. Tarihten beri bent vurduğumuz, ark açtığımız
suyumuzun üst tarafına bent kurdu. Buna cesaret etti. Bu bir meydan okumaydı. Siz
gidip onun bentini tanımadınız. Söküp attınız. İyi yaptınız ama o yeniden yaptı. Ben
değirmenin suyu için bentimi, onun bentinin üstüne, daha yukarıya kuracağım. Siz
hepiniz saatlerce, heyecanla iskambil oynuyorsunuz değil mi?… Ne yapıyorsunuz?… Kozu, daha yüksek bir koz’la öldürüyorsunuz. Benim ki de o hesap. Daha üste bir bent
ve değirmen…”
“Eee…” dediler. Bunu düşünmemişlerdi.
“Eeee’si o ki; suyu değirmene önce kim götürürse, kim önce değirmen taşını döndürürse, un kokusu önce kimin değirmeninden çıkarsa, su da onun olacak?…”