Ekin Yazın Dostları

Kitap Okurlarının Buluşma Noktası

Archive for 27 Eki 2021

Edebiyatın Yaratılışı (Florence Dupont)

Posted by sinaniy 27 Ekim 2021

Mitoloji Okurları Eylül 2022

Yunan Sarhoşluğundan Latin Kitabına

Antik dönemde Yunan ve Romalılar edebiyatı çağdaşlarımız gibi mi algılıyordu? Illiada ve Odysseia’yı ezberden okuyan eski Yunanlılar ile yazıdan okuyan bizler aynı edebi hazzı mı alıyoruz? Soğuk mermerler üzerine kazınan ve şimdi büyük bir hayranlıkla seyrettiğimiz şekil ve metinler 2500 yıl önce nasıl bir coşkunun ifadesiydi? Bildiğimiz anlamda edebiyat nasıl oluştu?

Edebiyatın Yaratılışı, bu ve benzeri birçok sorunun yanıtını ararken eski Yunan ve Roma’da gündelik hayata, kurumlara ve toplumsal yapıya yönelik birçok pencere açıyor. Edebiyatın geçmişine doğru çıkılan bu zevkli yolculuk esnasında şölenlerin, törenlerin, kişi, aile ve toplumsal ilişkilerin bilmediğimiz birçok ayrıntısına rastlıyoruz. Üstelik Florence Dupont “XX. yüzyılın bu son döneminde, coğrafi yolculukların bizi ulaştırabileceği başka yerler pek kalmadı. Ben’in bir Başkası olduğunu gözlemlememiz için, bir süre sonra, zamanda yapılacak yolculuklardan başka bir şey kalmayacak elimizde” diyerek bu yolculuğa mecbur olduğumuzu, böylesi yolculuklar aracılığıyla Avrupa kültürünü oluşturan yazı ve ayin şiiri geleneklerinin kökenlerine inebileceğimizi gösteriyor.

Edebiyatın Yaratılışı, pek çok edebiyat kuramcısının dile getirmeye cesaret edemeyeceği bir iddiaya dayanıyor: Edebiyat gündelik hayat etkinlikleri içinden doğmuştur; bugün kitaplarda sözü mumyalaştıran “yazılı kültür”ün, “soğuk kültür”ün değil, her gün sıradan bir biçimde yaşanan, bedenin ve müziğin hazlarına açık olan “sözlü kültür”ün, “sıcak kültür”ün bir ürünüdür. Eski Yunan’da sarhoşluk, uyuşturucu kullanımı, eşcinsellik, aşk ve sarhoşluk çağrısı olarak söylenen Anakreon şarkıları; bir soluk alışverişi olan Roma öpücüğü ve ruhu ateşleyen şölenler “sıcak kültür”ün parçalarıydı. Roma’da aydın olmak çok kitap okumakla değil, şölen sofrasında yerini koruyabilmekle ölçülüyordu. Romalılar umudu kusur olarak görüyor, deniz kazasında kurtulmayı değil, batmayı kahramanlık olarak adlandırıyorlardı. Eski Yunan’da felsefe sözlü olarak öğretiliyor; Sokrates yazmıyor, konuşuyordu. Şiir şarkıcıların ve dinleyicilerin katılımıyla çoğalıyor, ayine dönüşüyordu. Yazı, tüccarların depo sayımı için gerekli olan bir araç olarak görülüp önemsenmiyordu… Edebiyat okunan değil, yaşanan bir şeydi.

“Sıcak kültür”ün yerini yazılı edebiyatın “soğuk kültür”üne bıraktığı günümüzde, Dupont, flamenko, rebetiko ve festival kültürüne bakarak edebiyat üzerine düşünmeyi öneriyor. Böylece, sözü yeniden bularak, geçmişimizle olan bağlantılarımızı koparmadan kendimizi geleceğe yansıtabileceğimizi; yazıyı müzik ve dansla yeniden buluşturabileceğimizi; geçmişimize gömülü dünyaları keşfedebileceğimizi gösteriyor.

Posted in Mitoloji Okurları | Leave a Comment »

Tarih (Herodotos)

Posted by sinaniy 27 Ekim 2021

Mitoloji Okurları Ocak 2023

Herodot’un hayatı üzerine bilinenler oldukça sınırlıdır. MÖ 5. yüzyılda (484-425 dolayları) yaşadığı sanılmaktadır, o dönemde Pers hâkimiyetinde bulunan Halikarnas’ta doğmuştur. Şiirsel anlatım geleneğinden koparak olayları metotlu bir araştırmanın konusu yapan, kategorize eden ve tarihsel anlatı olarak sunan bilinen ilk yazar olması nedeniyle “Tarihin Babası” olarak anılmaktadır. Hangi tarihte nereye gittiği bilinmemektedir, ancak hemen hemen tüm Pers diyarını gezmiş; Anadolu’yu aşıp Babil’e, Mısır’a, Libya’ya ayak basmış; Fenikelileri, Tuna boylarını, İskitleri tanımıştır. Tarih, Herodot’un insanlığa kazandırdığı tek eseridir.

Herodot’un yaptığı geziler sırasında halktan rivayet edindiği; kral, rahip, kâhin gibi ileri gelen kişilerle görüştüğü; hatta resmi kayıtları incelediği tahmin edilir. Kimi zaman kendisinin de netliğe kavuşturamadığı kulaktan dolma bilgilere yer verirken, kimi zaman da bizzat şahit olduklarını en ince ayrıntılarıyla kaydetmiştir. Bir olayın farklı kaynaklardan edindiği versiyonlarını anlatıp kendisine daha makul geleni belirttiği de olmuştur.

Tarih’in yazılış amacı Helenlerin ve diğer ulusların başarılarını gelecek kuşaklara aktarmaktır; ağırlıklı olarak Helenler ile Perslerin yürüttüğü savaşlar hakkında bilgi sunar. Ama Herodot bununla kalmaz; coğrafya, arkeoloji, mimari, sanat, folklor, mitoloji gibi alanlarda bize kaynak oluşturacak gözlemlerini de anlatısına serpiştirir. Üstelik anlatıyı kısa tutmak adına bu gözlemlerinden asla feragat etmez.

Tarih, her birine Yunan mitolojisindeki bir ilham perisinin adı verilmiş olan dokuz kitaptan oluşur. İçerdiği zengin bilgilerin yanı sıra, yazarının herhangi bir siyasi güce boyun eğmemesi ve tarafsız bir tutum sergilemesi de övgüye değerdir.

Posted in Mitoloji Okurları | Leave a Comment »

Yunan Mitleri (Robert Graves)

Posted by sinaniy 27 Ekim 2021

Mitoloji Okurları Haziran 2022

Türk okurunun Ben, Claudius adlı romanından ve İbrani Mitleri adlı incelemesinden tanıdığı araştırmacı, şair, romancı ve eleştirmen Robert Graves bir benzeri daha kaleme alınmamış bu önemli çalışmasında, Yunan mitlerini bir öykücü ustalığıyla anlatıyor ve bir bilim adamı titizliğiyle çözümleyerek okura İlyada ve Odysseia tadında bir metin sunuyor.

Kitapta Yunan Mitolojisini oluşturan öyküler ahenkli bir üslupla bir araya getiriliyor. Böylelikle mitlerin dinsel ve tarihsel anlamları belirgin bir şekilde su yüzüne çıkıyor. Neredeyse eksiksiz düzenlenmiş referanslar ise kitabı hem sıradan okur hem de araştırmacılar için değerli, vazgeçilmez bir kaynak kılıyor. Her mitin sonundaki açıklamalar klasik öykülerin güncel arkeolojik ve antropolojik bulgular ışığında yorumlanmasını sağlıyor. Graves pek çok bilinen yada tartışmalı miti özgün bir şekilde anlatıp, ilgi çekici hale getiriyor.

Yunan mitolojisinin incelenmesine, kuzeyden ve doğudan Ari istilacıların gelmesinden önce Avrupa’da hangi dinsel ve siyasal sistemlerin var olduğu göz önüne alınarak başlanması gerektiğini ileri süren yazar, Troya Savaşı, Odysseus’un yolculuğu, Herakles’in kahramanlıkları, Akhilleus’un zaferleri ve daha başka pek çok olayı anlatan mitolojik öyküleri aktarırken, bize Helen öncesi ve Helen dönemi kültürleri arasındaki ilişkinin Yunan mitolojisinin oluşumuna çok büyük bir etki yaptığını gösteriyor.

Posted in Mitoloji Okurları | Leave a Comment »

İlyada ve Odesseia Homeros (Alberto Manguel)

Posted by sinaniy 27 Ekim 2021

Mitoloji Okurları Mayıs 2022

Homeros’un gerçekte yaşayıp yaşamadığı bilinmemekle birlikte, adına atfedilmiş epik şiirlerin, iki bin yıldır imgelemleri besleyerek Batı edebiyatının temel taşlarını oluşturduğuna kuşku yoktur. İlyada ve Odysseia, Troya Savaşlarıyla, Akhilleus, Odysseus ve Penelopeyle, Sirenleriyle, Tepegözüyle, Troyalı Heleniyle ve huysuz tanrılarıyla defalarca anlatılmış, yorumlanmış, süslenip yeniden anlatılmıştır. Alberto Manguel bu lirik ve zarif çalışmasında, kadim Yunanda doğuşundan başlayıp, Horatius ve Vergiliusun Romasından, Joyceun Dublinine, Dante ve Racine üzerinden Derek Walcottun Karayiplerine kadar bu iki muazzam şiirin batı edebiyatındaki etkisini ve bulduğu yankıyı özgün şiirlerin hazzıyla tarih boyu varlıklarını onurlandırarak gösteriyor. Aklı müthiş derecede tahrik eden bir okuma.

Posted in Mitoloji Okurları | Leave a Comment »

Anabasis Onbinlerin Dönüşü (Ksenophon)

Posted by sinaniy 27 Ekim 2021

Mitoloji Okurları Ocak 2023

Anabasis, Pers tahtına göz diken Kyros’un ağabeyi kral Artakserkses’e meydan okumak için topladığı ve büyük çoğunluğu Hellen paralı askerlerinden oluşan muazzam ordunun Anadolu’dan Mezopotamya içlerine uzanan destansı yürüyüşününün ve bu başarısız sefer sonunda başıboş kalan Hellenlerin kendi başlarına Babil yakınlarındaki Kunaksa’dan yüzlerce kilometre uzaklıktaki yurtlarına dönüşünün çileli hikâyesidir. Ünlü filozof Sokrates’in öğrencisi, aynı zamanda soylu ve zengin bir maceraperest olan Ksenophon, bu orduya tesadüfen katılmış, ordu komutansız kalınca da ona liderlik ederek Pers tuzaklarıyla dolu tekinsiz yollarda ilerlemeye çalışan, bilmedikleri coğrafyalarda biteviye önlerini kesen savaşçı kabileler karşısında ölüm kalım savaşı veren Hellenleri sonunda yurtlarına kavuşturmayı başarmıştır. Aylar süren bu zorlu yolculuk sonunda Trabzon civarında dağların zirvesinden denizi gören askerlerin sevinç çığlıkları Batı uygarlığının zihninde hâlâ yankılanmaktadır: Thalatta! Thalatta!

Posted in Mitoloji Okurları | Leave a Comment »